‘Bay yüzde 10’ ve Pakistan’ın kıyameti
Benazir Butto’nun siyasi yaşamında en büyük hatası neydi diye sorulacak olsa hiç çekinmeden vereceğim tek cevap eşi Asıf Ali Zerdari’yi siyasi yaşamının dışında tutamamış olması derdim. Öyle ki, Benazir bu hatasının bedelini canıyla ödemiş bile olabilir. Asif Ali Zerdari ihtiraslarla dolu bir yaşam. Öyle bir ihtiras düşünün ki, verilmiş sözlerin, yapılmış anlaşmaların hiçbir öneminin olmadığı ve aile bağları dahil, kurulmuş hiçbir bağın önünde duramayacağı bir ihtiras. Şahsi ve siyasi çıkarları söz konusu olduğunda her şeyi ama her şeyi pazarlık konusu edebilecek kadar muhteris bir kişilik.
İHTİRASI BİTMEYEN BİR LİDER
Eşi Benazir Butto’nun iktidarlarında palazlanmış, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla 11 yıl tutuklu kalmış, bulaştığı rüşvet bataklığından dolayı Pakistan ve Pakistan dışında ‘Bay yüzde 10’ olarak isim yapmış ve yargılanmış bir siyasi parti lideri Zerdari. Benazir Butto tarafından 1993-1996 yılları arasında Çevre Bakanı, 1995-96 yılları arasında Yatırımlardan Sorumlu Devlet Bakanı olarak atanmış, yurt içi ve dışındaki malvarlıklarının sınırı bilinmeyen bir toprak ağası.
Üniversite yıllarım (1990-1997) Pakistan’da geçti. Hiç unutmuyorum, eşi Benazir Butto tarafından 1995 yılında Yatırımlardan Sorumlu Devlet Bakanı atanan Zerdari hakkında rüşvet ve yolsuzluk iddialarının had safhaya çıktığı bir dönemdi. Pakistanlı gazete yazarlarının katıldığı ve Pakistan’da yaşanan iç gelişmelerin konu edildiği bir seminerde bulunmuştum. Pakistan’ın önde gelen yazarlarından biri konuşmasını oldukça rahat, elleri cebinde olduğu halde volta atarak yapıyordu. Bu rahatlığı espriye dönüştürmek isteyen bir başka yazar araya girerek “Bakıyorum Asıf Ali Zerdari gibi eliniz cebinizde konuşuyorsunuz” diyerek salonda gülüşmelere sebep oldu. Esprinin muhatabı yazar ise verdiği cevapla bir yandan gülüşmeleri kahkahaya dönüştürürken diğer yandan da önemli bir Zerdari portresi çiziyordu; “Evet haklısınız ama bay Zerdari ile aramızda önemli bir fark var. Benim ellerim kendi cebimde!”
Zerdari’nin adı sadece yolsuzluklarla değil siyasi cinayetlerle de anıldı. Benazir Butto’nun kardeşi Mürtaza Butto cinayetinin arkasında Zerdari’nin olduğu konuşuldu. Daha da ileri gidelim. Benazir suikastının arkasından üretilen komplo teorilerinden biri de, suikastın arkasında siyasi ihtiraslarından dolayı Asıf Ali Zerdari’nin olabileceği yönündeydi.
Şimdi O, her gün bir canlı bombanın patladığı ülkesine güvenlik getirecek, dibe vuran ekonomiyi istikrara kavuşturacak, Pakistan’ın etnik sorunlarını çözüme kavuşturacak, toplumun dokusuna uygun bir demokratik yapı oluşturacak, yüzde 25’lerde seyreden okuryazarlık oranını yüzde 90’lara taşıyacak bir devlet adamı, bir Cumhurbaşkanı.
YAPTIĞI HİÇ BİR ANLAŞMAYA UYMADI
Eşine düzenlenen suikast sonrası Pakistan Halk Partisi (PPP)’nin başına, oğlu Bilavel’in süren eğitiminden dolayı eş başkan olarak geçen Zerdari, suikast ve okyanus aşırı diyarlardan üflenen rüzgarları da arkasına alarak 18 Şubat seçimlerinden zaferle çıktı. Hakkındaki yolsuzluk davaları nedeniyle aday olamayan Zerdari, seçimlerden ikinci parti olarak çıkan Pakistan Müslümanlar Birliği (PML-N)’nin lideri Nevaz Şerif’le koalisyon görüşmelerine başladı. 9 Mart tarihinde her iki lider koalisyon hükümetinin temelini teşkil eden ‘Murree Deklerasyonu’na imza koydular. Bu deklarasyona göre, Başbakanlığı PPP’ye bırakan Şerif’in koalisyon hükümetinin devamı için tek şartı hükümetin resmî olarak kurulmasına müteakip 30 gün içinde Müşerref tarafından görevden alınan Pakistan Yüksek Mahkeme Başkanı ve yargıçlarının görevlerine iadesiydi.
PPP’deki tüm ipleri elinde tutan Zerdari geçen 30 günlük süreye rağmen sözünü tutmadı ve yüksek mahkeme başkanı ve yargıçlarının iadesini gerçekleştirmeyerek deklarasyonu ihlal etti.
Şerif’ın tüm uyarılarına rağmen Müşerref’in azil sürecini de bahane ederek göreve iadeleri sürekli öteleyen Zerdari, 7 Ağustos tarihinde Şerif’le ikinci bir mutabakat imzaladı. Bu mutabakat, Yüksek Mahkeme Başkanı ve yargıçlarının 11 Ağustos tarihine kadar göreve iadeleri ile birlikte Müşerref’ten sonra boşalacak cumhurbaşkanının ne şekilde seçileceğini de hükme bağlıyordu. Buna göre eğer cumhurbaşkanının parlamentoyu feshetme yetkisi kaldırılmayacak olursa PPP ve PML-N tarafından kamuoyunun güvenini kazanmış, partiler üstü bağımsız bir aday cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilecekti. Feshetme yetkisi kaldırılacak olursa her parti kendi adayını gösterme hakkını sahip olacaktı.
Zerdari, 11 Ağustos’ta yargıçların iadesini gerçekleştirmediği gibi cumhurbaşkanının parlamentoyu fesih yetkisini kaldırmaya gerek duymadan partisi PPP tarafından Müşerref’ten boşalan cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Kamuoyu önünde imzalanan her iki anlaşmayı da ihlal ettiği gerekçesiyle kendisine yöneltilen bir soruya verdiği cevap şimdi cumhurbaşkanı olduğu Pakistan’ı ne gibi bir tehlikenin beklediğini ortaya koyması bakımından manidardı; “Anlaşma dediğin nedir ki. Ayet ya da Hadis mi?”
ZERDARİ BİR AMERİKAN PROJESİDİR
Asıf Ali Zerdari, Amerikan’ın Afganistan, Pakistan ve genel anlamda Güney Asya’daki çıkarlarını korumak adına en uygun devlet adamıdır. Diplomasi ve devlet tecrübesi olmadığı gibi maddi ve manevi zafiyetleri de bulunan Zerdari’nin cumhurbaşkanlığı için tüm şartlar ABD tarafından oluşturulmuştur. Önce destek verilmeyerek Cumhurbaşkanı Müşerref ıskartaya çıkarıldı. Sonra en uygun aday olmasa dahi ülkede istikrarın yakalanabilmesi, uzlaşı ortamının yaratılabilmesi ve çözüm bekleyen sorunlara bir an evvel el atılması için Zerdari’nin desteklenmesi gerektiği şeklinde bir siyasi hava yaratıldı. Zerdari’yi desteklemek Pakistan’ı desteklemekle eşdeğer gibi vatansever bir rüzgar estirildi.
Cumhurbaşkanı Zerdari’nin ve Zerdari güdümlü PPP iktidarının hüküm sürdüğü Pakistan’da ABD bölgeye ilişkin tüm projelerini rahat bir şekilde hayata geçirecektir. Pakistan’da kendi yörüngesinde oluşturduğu Zerdari yönetimiyle ABD şu kazanımları elde etmiştir;
* ABD, Afganistan ve Pakistan’da bulunmak suretiyle İran, Rusya ve Çin’i kontrol altında tutmakta ve rahatsız etmektedir. İran, batıda Irak doğuda ise Afganistan’da bulunan Amerikan güçleri tarafından kuşatılmış bulunmaktadır. Pakistan’da kurulan Zerdari yönetimiyle birlikte koalisyon güçlerinin Afganistan’daki güvenliği garanti altına alınacak ve Pakistan bir ABD üssü haline getirilecektir.
* Zerdari yönetiminde Pakistan’ın nükleer silahları ve çalışmaları denetim altına alınacaktır. Ortadoğu’da İsrail ve Amerikan çıkarları için en büyük tehdidi Pakistan’ın nükleer silahları oluşturmaktadır. Ve bu tehdidin ortadan kaldırılması için Zerdari yönetimi en uygun yönetim olacaktır.
* Afganistan ve Pakistan’ı bir üs olarak kullanacak olan ABD, enerji noktalarına yakın kalarak bu kaynakları kontrol altında tutabilecektir.
* Kuzey Pakistan’ın kabile bölgesi olan Weziristan’da Pakistan Taliban Hareketi’ne karşı yürütülen savaş daha da genişleyecektir. Afganistan’daki koalisyon güçlerinin Pakistan Taliban Hareketi’ne karşı ortak operasyon talebine bugüne kadar olumlu yanıt vermeyen Pakistan, Zerdari yönetimiyle birlikte bu konuda yumuşayacaktır. Ancak, oluşan bu yeni konjonktür Pakistan’ın iç güvenliğini ciddi anlamda tehdit edecektir.
İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİ İRTİFA KAYBEDEBİLİR
Zerdari ile birlikte Pakistan’ı yolsuzluk, komplo, sansasyon ve kaoslarla dolu istikrarsız günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Türkiye-Pakistan ilişkilerinin temelini karşılıklı güven oluşturmuştur. Pakistan kamuoyunun desteğini yitirmiş Pakistanlı her lider Türkiye’nin de desteğini yitirmiş demektir. Kişilik olarak güven vermeyen, itibarını kaybetmiş ve ilerleyen dönemde Pakistan kamuoyunun da tepkilerini alabilecek Zerdari döneminde Türk-Pakistan ilişkileri soğuk bir sürece girebilir.
Pakistan’ın en büyük sorunu liderlik sorunudur. Zerdari, Pakistan’ın ihtiyaç duyduğu istikrarı getirmek bir yana istikrarsızlığı daha da derinleştirebilir. Liderlik vasfı olmayan, tüm güçleri üzerinde toplamaya ve ellerinde tutmaya çalışan ihtiraslı bir cumhurbaşkanı ile Pakistan, kısa sürede kontrolden çıkabilir. Pakistan halkı Müşerref sarhoşu iken ‘Zerdari Kasırgası’ Pakistan kıyılarını etkisi altına almış durumda. Tarih, Pakistan’da yeni bir tekerrürün ağlarını örüyor şu günlerde. Yani önümüzdeki 5 ya da en fazla 10 yıllık süreçte Pakistan siyasetini yeni bir darbenin, yeni bir sürgünün ya da yeni bir siyasi suikastın beklediğini söyleyebiliriz. Kısacası ‘Zerdari Kasırgası’ Pakistan ve bölge için yıkıcı olacak!
Yorumlar