Milletin Ve Ümmetin Seçimi
Gaziantep’te önümü kesen Suriyeli bir annenin, “Recep Tayyip Erdoğan’a lütfen iletin bilsin ki O, sadece Türkiye’nin değil ümmetin de lideridir” sözleri kulaklarımda sık sık çınlar…
Yine Hint Okyanusu’nda 1.5 milyon nüfuslu, kimselerin tanımadığı minicik bir ada ülkesi olan Mauritus’lu bir Twitter takipçimden, “Annem Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor. O’na selamlarını iletmenizi istiyor” şeklinde bir dm aldığımda ruhum sarsılmıştı.
Bu twitter dm’i Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye algısının ne boyutlara vardığını ve yeryüzünün en ücra noktalarına kadar nasıl bir etki oluşturduğunu göstermesi bakımından hayretengizdi.
Sudan’ın fakir ve metruk sokaklarında sıvaları dökülmüş bir duvar üzerinde renkleri solmuş bir Erdoğan posteri canlanıyor gözlerimde. Üzerinde “Avrupa Arslanı Erdoğan” sloganı yazılı bu poster, Afrika’nın mahzun yüreklerinde Erdoğan umudunu net bir şekilde dillendiriyordu.
Ve bir yıl kadar önce güç bela Asya’nın steplerinden TBMM’de ziyaretime gelen Keşmir heyetinin Erdoğan’dan beklentilerini hatırlıyorum. “Bizi de himaye etsin”…
Tüm bu hatıraları tekrar tekrar Erdoğan ve Türkiyesinin sınırlarımızın ötesi ve çok uzaklar için neler ifade ettiğini ortaya koymak adına yazıyor ve anlatıyorum.
Milletimizin hamilik misyonu üstlenmiş bir millet olduğunu, yeryüzünün hangi mahzun köşesinde ve hangi dilden, hangi dinden olursa olsun tüm mazlum coğrafyaların umudu olduğunu hatıralarla ortaya koymaya çalışıyorum.
Ve şunu vurgulamaya çalışıyorum; Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece Türkiye’nin değil, bütün bir ümmetin ve mazlum coğrafyaların da seçimi olacak.
Yeryüzünün farklı coğrafyalarında elleri semaya açılmış kimsesiz, mahzun yüreklerden, buğulu gözler ve kurumaya yüz tutmuş dudaklardan Erdoğan isminin döküleceği dualar ve yakarışlara şahitlik edeceğiz…
Hepimiz “Yeni Türkiye”ye hazır olalım…
Türkiye’de ilk kez cumhurun oyları ile yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri, Türkiye’de adeta çağ kapatıp çağ açacak bir seçim olacak…
Yarı başkanlık sisteminin devreye gireceği cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte süreç, Türkiye’nin siyasal sistemine göre uyarlanmış tam bir başkanlık sistemini doğuracak. Başbakanlık sembolik bir siyasi görünüm kazanacak…
Türkiye, içeride çözüm süreci başta olmak üzere kronik sorunlarını daha hızlı çözüme kavuşturarak büyümesini hızlandıracak, muhkemleştirecek. Koalisyon iktidarları döneminde yaşanan istikrarsızlık ve bunalım yılları tarih olacak…
Türkiye’nin nüfuz coğrafyası ve gücü Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında daha da artıp genişleyecek…
Türkiye’de siyasi sistem iki kanatlı siyaset yapılanmasına dönüşecek. AK Parti ve diğerleri şeklinde başlayıp zamanla AK Parti eksenli sağ ve sağa son derece yakınlaşmış bir sol siyaset sistemi oluşacak…
Türkiye küresel güç potansiyellerini açığa çıkaracak. Uluslararası arenada aktör ve mazlum coğrafyalar için hamilik misyonunu yeniden üstlenme sürecine girecek…
Beklenenin aksine AK Parti küçük sarsıntılar dışında daha da güçlenerek özellikle İslam Coğrafyasında ilham kaynağı model bir parti olacak…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de yeniden siyasi arenada aktif rol almasıyla birlikte AK Parti, yenilediği hücreleri ve ruhuyla yepyeni bir Türkiye inşasına başlayacak…
Bunlar ufukta görebildiğim yakın gelecek Türkiye okumaları… Allah’ın Türkiye için yazdığı kaderi kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyecek.
Yorumlar